Hava soğuk, toprak soğuk, taş soğuk,
Beyaz bir tüy gibi kar taneleri…
Isınmıyor ellerimiz, kış soğuk,
Gerçek soğuk, hayâl soğuk, düş soğuk,
Sevgi ile kaynamayan aş soğuk,
Kuruyan gözlerde donan yaş soğuk;
Yetişin cemreler, kor taneleri;
Serpildi karlara nar taneleri,
Onlar anaların bir taneleri…
Sokak soğuk, bahçe soğuk, gül donmuş,
Gönülleri ısıtacak öz sizin…
Gözüm üşür, penceremde tül donmuş,
Özüm üşür, ocaklarda kül donmuş,
Sözüm üşür, damağımda dil donmuş;
Susmayınız öğretmenim söz sizin,
Sevgileri tutuşturan köz sizin…
Öğretmenim, sen düşünce gönlüme;
Kar sandım, alnıma kuş sesi düştü…
Seni ilk gördüğüm sabah ömrüme
Yirmi Dört Kasım’ın cemresi düştü…
Bir yanıt yazın