Her seher anamı seyrederdim seccadesinde
Akça bir aydınlık süzülürken tepelerden
Ilık bir meltem dolardı odama
Bakardım seccadesinin üstünde anam
Uçan bir halıya diz çökmüş melek gibi
Alnı ak tülbendi ak
Alacakaranlıkta iki eli iki yaprak
Ya da iki kelebek gibi
Bir inleme uçuklarken dudaklarında
Giderek ağarırdı alnında şafak
Sessiz bir hıçkırık uçuverirdi ansızın
Kuş gibi çırpınan yüreciğinde
Çırpınan dilek gibi
Titrerdi parmakları titreyen aydınlıkta
Aydınlanırdı yüzü birden dolunay gibi
Duyamazdım sözlerini
Arada bir eliyle silerdi gözlerini
O gözler ki kirpiğinde yağmurlar dinlenirdi
O eller ki beyaz bir güvercinin
Kanatlarından düşmüş birer telek gibi
Ayaza kesen kış sabahlarında
Pencere camlarında donarken buz nakışları
Selam verirken benden yana
Üzerime örtülürdü sımsıcak bakışları
O titrerken incecik hırkasının altında
Ben onun şefkatini giyinirdim eynime
Sevgi sıcaklığında kadife yelek gibi
Her seher anamı seyrederdim seccadesinde
Ebedi giyinmiş ezeldi anam
Küçücük bir bedende dualar kadar büyük
Kabul olmuş dilekler kadar güzeldi anam
Bir yanıt yazın