Kisha, (Erzurum Uzundere’ye bağlı bir köy) beyleri bir sünnet düğününe Narman beylerini davet ederler. Narman beyleri de Sümmani’yi de beraberinde Kisha’ya götürürler. Ummani Kisha’ya insanları düğünde eğlendirmek için gelmiştir. Geldiğinde Sümmani gibi genç bir aşığı görünce Sümmani’yi kendine rakip edinir ve mecliste oturan Sümmani’ye dönerek söze başlar;
Ummâni
Narman kazasından gelmiş buraya,
Şimdi seni sokam ağ u karaya,
Mevlam yardım etsin sen biçareye,
Şimdi bu meydanda devrana seyret.
Bu sözü duyan Sümmani acaba bana mı söylüyor düşüncesiyle sağına soluna bakınır. Bunun üzerine Ummâni bir kıta daha söyler;
Ummâni
Şaşırmış kendini meclise bakar,
Korkusundan leblerinden kan akar,
Bir pençe vurursam bedenin yıkar,
Sen teki serçe, ben kaplana seyret.
Sümmâni
Arzeyleyip çıktık bizler bir düze,
Meylimiz yok idi bin ile yüze,
Bu gece misafir ustam ben size,
Yarın gece yolu erkâna seyret.
Ummâni
Ummani’yem bu yerlerde durmanam,
El uzatıp gayrı gül dermenem,
Âşıklıkta ben misafir bilmenem,
Tezden izen dön de Narman’a seyret.
Sümmâni
Sümmani’yem bir kul ben de divane,
Hûn oldum ateşen ben yana yana,
bedbahtlık olmasın gel gir meydana,
Koç gibi döğüşek arslana seyret.
Sümmani’nin bu sözü Narman Beylerini mutlu etmişti ancak Ummani yaşı itibariyle tecrübeli olmasına karşın Sümmani genç bir aşıktı. Narman Beyleri Sümmani’nin sorup Ummâni’nin cevap vermesi gerektiğini uygun gördüler.
Sümmâni Soruyor;
Elestü bezminde birinci safta,
İbtida menzile eren kim idi,
On ikinci hicabta yedinci katta,
Kudretin rahına eren kim idi?
Ummâni Cevap Verir;
Elestü bezminde birinci safta,
İbtida menzile erdi Muhammed,
On ikinci hicab yedinci katta,
Kudretin rahına erdi Muhammed.
Sümmâni
Evvela Adem’in dediği ne idi,
İbtida iftarda yediği ne idi,
Uryândı teni, giydiği ne idi,
Ne giydi sinesi giydiren kimdi?
Ummâni;
Elhamdü çağırdı ol dürdanesi,
Cenneten gelmişti üzüm tanesi,
Hulle taçtan geldi giydi sinesi,(Hulle=Libas,Elbise)
Giydirdi melekler ettiler hizmet.
Sümmâni;
Adem serendipte kaldığı zaman,
Arayıp Havva’yı bulduğu zaman,
Akçe ki yok idi ustam o zaman,
Mihri ne idi, nikâh kıyam kim idi?
Ummâni;
Çok yuka aşıktır bu sözde kalan, (yuka=aciz)
Gözün aç ben sana olmanam talan,
Mihrine verildi selatü selam,
Cebrail nikâhı eyledi beyan.
Sümmâni;
Ustam taşın benden ziyadesini,
Çekme bu sözlerin füradesini,(fürade=sıkıntı)
Adem peygamberin seccadesini,
İbtida getirip seren kim idi?
Ummâni;
Hele ben âşığam sen bana sail, (sail=düşkün)
Her ne söyler isen sözüme kail, (kail =tabi)
Hak emriyle getirmişti Cebrail,
Serdi dest ile eyledi dikkat. (dest=el)
Sümmani;
Bir yanıt yazın