«Mürdüm eriğiçiçek açmıştır.— ilkönce zerdali çiçek açarmürdüm en sonra —Sevgilim,çimenin üzerinediz üstü oturalımkarşı-be-karşı.Hava lezzetli ve aydınlık— fakat iyice ısınmadı daha —çağlanın kabuğuyemyeşil tüylüdürhenüz yumuşacık…Bahtiyarızyaşayabildiğimiz için.Herhalde çoktan öldürülmüştüksen Londra’da olsaydınben Tobruk’ta olsaydım, bir İngiliz şilebinde yahut…Sevgilim,ellerini koy dizlerine— bileklerin kalın ve beyaz —sol avucunu çevir :gün ışığı avucunun içindedirkayısı gibi…Dünkü hava akınında ölenlerinyüz kadarı beş yaşından aşağı,yirmi dördü emzikte…Sevgilim,nar tanesinin rengine bayılırım— nar tanesi, nur tanesi —kavunda ıtrı severimmayhoşluğu erikte ……….»………. yağmurlu bir günyemişlerden ve senden uzak— daha bir tek ağaç bahar açmadıkar yağması ihtimali bile var —Bursa cezaevindeacayip bir duyguya kapılarakve kahredici bir öfke içindeinadıma yazıyorum bunları,kendime ve sevgili insanlarıma inat.
Bir yanıt yazın