damarları bağlanan bir yürek kadar yalnız
çalkalanıp duruyorum kanla kendi kendime
yaşıyorum der isem çıkmaz bana inanan
ölmeyi arzu etsem ayıp olur ruhuma
bir gergedan koşuyor koşuyor ha koşuyor
havale geçiriyor sanki aşkın narından
bir gergedan koştukça bir gergedandır
ben yerimde durdukça değilimdir gergedan
istikbal sallantıda rüzgarda bayrak gibi
haczedilmiş hayaller dökülmüş bardak gibi
cellat kara baltadan yaşamaya ulanır
yirmilik bir diş için yer kalmamış ağızda
onsekizi dolduran bir ehliyet kazanır
memur sakal bırakmaz keyfi kıyak berberin
hani tıpkı şarkıda dediği gibi
ya üstündesindir mermerin / ya da hep altında kalacaksın
bu yüzden bunları bir gün anlayacaksın
neye bölündümse ya bir çıktım ya kendim
küsurat bahanedir asal sayılara inanacaksın
çünkü bir barikat yıkmaz kendi kendini
yıkmadığı gibi bir gergedanın koşması şu evreni
kansere ve saçlarının “Allah! ” diyerek uzamasına
yazık ki bir çare bulamıyor işte tıp
bulamıyor yavrucum bulamasın da
ölüme çare değil türkü dinlemek
hiç durma özgür birini göster
dünyanın bütün gardiyanları
her Allah’ın günü hapse girerler
dünya kendi etrafında dönen bir gergedandır
oturmuş boya içiyor milenyumluk adamlar
sen ömründe hiç boya içtin miydi bebeğim?
ben içmedim içersen bak seninle konuşmam
yani konuşamam diyorum ölür gidersin
intihar bağımlılık yapan kör bir kelebek
bir insan ne için boya içer bilir misin?
ellerini gergedan sürüsü ezip geçmiştir
kaptırmıştır fırçayı hayat külli renksizdir
renk katacak bir ölüm kalmıştır yani elde
bir ton seçer beğenir içer olur gergedan
bir gergedan olmayı hiç istemezdin inan
ölüm bizim için de beslenecek bir şeydir
ölüm ölmek değil ki!
yaşamak yaşamak mı ki? !
bu savaşa silahlar kuşanamam yavrucum
gergedanlar yorulmaz ben çok şükür yorgunum
kaçıyorum, yorgunum, bir gergedan değilim
önümüzdeki mevsim şevke tabiyim
yağıyor adresime kara mühürlü kalpler
sarıyor etrafımı elektrikli çitler
anarşi hiyerarşinin anasını da beller
şu bedelli ne zaman çıkacak abiler?
Bir yanıt yazın