Üstünde güvercinler gezen şu rahat damınKalbi atar ardında birkaç mezarla çamınŞaşmaz öğle zamanı ateşlerle yaratırDenizi, denizi, hep yeni baştan deniziTanrıların sükunu çeker gözlerimiziBir düşünceden sonra, ah o ne mükafattırİnce pırıltıların o ne saf hüneridirBir seçilmez köpükte nice elmas eritirNasıl bi sükun sanki peyda olur o demdeVe güneş uçurumun üstüne gelir dururEbedi bir davanın saf marifeti budurZaman kıvılcım, hülya bilmek olur âlemdeBasit Minerva mabedi tükenmeyen hazineYığın halinde sükun, göz önünde defineKaşlarını çatan su, bi alev perde altıKendine nice uyku saklayan göz, ey banaMukadder olan sükut… Ruhta yükselen binaFakat bin kiremidi yaldızlı dam, ey çatı.Bir tek ahın içinde belli zaman mabediEtrafımda denize bakışlarımın bendiÇıkarım o saf yere artık bütün bütüneVe bütün tanrılara son adağım olarakAsude bir meneviş dağıtır kucak kucakŞahane bir istihkar irtifalar üstüneNasıl ağızda yemiş zevk olup da erirseO yokluğunu nasıl lezzete çevirirseVarsın şekli mahvolsun, orda içime sinerBenliğimin ilerde duman olacak özüEriyen ruha söyler bir şarkıyla gökyüzüNasıl değişmededir ulu sahiller…ÇEVİRİ: Sabri Esat Siyavuşgil

Bu şiiri oyla Henüz Oylanmamış

"Deniz Mezarlığı" için ilk yorumu siz yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir