sesimin taklide meyyal aşırılığını alıp
Gülten’e gidiyorum bugün buruşuk bu bana ait olmayan yüzü
buruşuk bu sesi, buruşuk bu her şeyden yaptığım eskimi de alıp Gülten’e gidiyorum bugün
sorarsanız, alenen, vazgeçişin biterek
unutuşa bir yerinden başlamanın miladı,ya da peygamberin Cuma vaazının birinde:“Farisilere nasıl davranacağız? ” diye
cevaba ilerleyen bir sualin suali
aklım darmadağın, hislerim ve başımı alıp
Gülten’e gidiyorum bugün
ben Mustafa’yım, yeni ismim bu demeye gidiyorum Gülten’e bugün
Gülten beni tanımaz, ben Gülten’i unutmam,şimdi Mustafa olsam dahi unutmam onun kırmızı boyalardan yapma değişmeyen tablosu; yaldızlı çerçe­veler içinde, buz mavisi saten duvarların üstünde, ve o duvarların çerçevelediği kapısız tecrit odalardan birinde, küçük penceresi, ruhumun dünyaya sarkan balkonlarına bakan, ölüm beni bulana değin ben de sancıyacak, izbe bir hücrede asılıdır, ne yapsam Gülten’i içimden çıkaramam!
Gülten’e giderken yolda bir Amerikan işgaliyle karşılaşabilirim mesela
bu, umurumda değil!
üzerine anahtarlar dökülen yol şu an adımladığım
Hızır’a öykünmenin bir yolunu bularak Musa’yı susturabilirim.
çünkü vazgeçmeye gidiyorum Gülten’den bugün aldım o en sonuncu kararı da yanıma
Gülten’den vazgeçmeye gidiyorum bugün

Bu şiiri oyla Henüz Oylanmamış

"Gülten’E Giderken Yolda" için ilk yorumu siz yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir