Değil mi ya bu sütun-ı cehil dinin direği?
Oyuklarındaki baykuş fecia köstebeği,
Verir başında da emvât-ı muzlime telkin,
Mezar-i kahr u elemden haraç alır bu lâin.
Peder açıkta kalır, ya filSne validenin
Niçin muzaf ederek ismini sorar ve derin.
Düşünceler doğuran bu, bu bilmece, bil ki
Saçar bütün safahatiyle aşk-ı müştereki.
Bu râz-ı mübhemi tahlile hâme-i Neyzen,
Çalıştı şöylece Ferda-yı Vahdet izlerken.
Ölen ki mader-i maluma müstenit lâkin
Peder gelince zekâ irkilir, zekâ bu derin.
Karanlığa adım atmak için biraz düşünür;
Olur ya şüphe değil mi? Bu zanla his dövüşür.
Bu perde, perde-i evvel, serâir-i nisvân
Kolayca halledilir sandı birtakım izân.
Muhakkak addedilirse bu felsefe yetişir.
Bu şüphe şeyn-i asaletle gâliben didişir.
Yeter bu iğne tevarüsle müftehir herife,
Muin olur bu şırınga zunûn-ı muhtelife.
Hoca,
Evet, bu şer’-i şerifin yosunlu engereği,
Zulümle, gamla kazılmış mezarların küreği,
Mesabesindeki kanlı diliyle kizb-i sarih,
Döker damarlara kubh-ı nifak eder telkih.
Bunun elinde nikâh, akd ü içtimaiyat,
Vatanda işte bu elde bütün hayat, ü memat.
Bu el, o el ki bütün irtibat-ı nesviyyet
Bununla zar u perişan edilmiş, ulviyet.
Kadınlığın, o zavallı olan samiminde,
Yatar, fakat ne yapar ki girîve-i dinde.
On üç yaşında olan bir kızı nikâh ederek
Alır ve kendisi altmış yaşındadır, bu eşek.
İmam değil mi ya? Bunlar şeriat icabı,
Mahallede ileri kim geğirse ahbabı.
Düğün, filan gibi şeyler o anda tayyolunur,
Mesârifin kapısında zebaniler bulunur.
Vaty: Bu lafz -ı fazahat-şikâf-i istifraş,
Sübut-ı emr-i tahakkuk ve cebr ta be-tıraş.
Tılâ: Mekasıt-ı tahri-i cezbe-i şehvet
Duhul-i gui ile lerziş-i nümâ-yi zevciyet.
Zina: Kebuter-i aşkın kanatlarındaki ruh,
Samiın-i halede bir çift gönül, fakat mecruh.
Zinâta: Zevce olursa livâta-i suğrâ,
Tasarrufunda beis yokmuş olmasaydı eza.
Livâta bahsine ait kurun-ı ülâdan
Bu âna dek yazılan her kitab-ı hazz-efşan,
Yatakların başucunda durur, edille olur,
Fazâyihi iyi tatbik için mecelle olur.
O kız, bu cife-i mat’unenin soluklarını
Yutar, bu cife de yırtar bekâretin zarını.
…er, …er ve doyunca bıkar, boşar yeniden,
İkinci bir kız alır, çünkü bunca hicret eden
Garib ü bîkes ü avare, serseri dolaşan,
Zavallı aileler var, hükümetin bir an
Muhacirini düşünmek için zamanı mı var?
Elinde bunları iskân için mekânı mı var?
Aziz ü müntekimin siz bakin ki hikmetine,
Bütün Emâkin-i mîriyye yandı haşyetine
Aceb birinci, ikinci, beşinci, yirminci,
Hu kızların, bütün ahlak u ruhuna münci
Olan imamla bu kumpanya halkına sorsak,
Desek ki: Şer’-i şerifin evâmiri ile yasak.
Haram olan şu zina-haneler ki şimdi açık,
Bu sâhibat-ı şeref içlerinde kalbi kırık,
Zavallı, barkı dağılmış olanların birine
Sorun, imam eli değmiş mi çile defterine?
Zeker be-dest-i salâbet, vuzuh-ı şer’-i şerif,
Geğirtilerle …er, din yolunda eşşek herif.
Cebindeki mühürün her basıldığı evrak,
Eder o haneyi manen zeval ile ihrak.
Domuz yanında onun bir İmam Birgivi’dir,
Bütün şu âlem-i İslam için bela dividir.
Domuz, yutunca götünden yutar dökülse boku
Günah olur diye toplar, bütün tıkar bucuku.
Tıp Fakültesi Hastanesi, Haydarpaşa
12.01.1337
Bir yanıt yazın