Çamurlu bir kapı, üstünde bir değirmi delik;Önünde tahta mı, toprak mı? sorma, pis bir eşik.Şu gördüğün yer için her ne söylesen câiz;Ahırla farkı: O yemliklidir, bu yemliksiz!Zemini yüz sene evvel döşenme malta imiş…”İmiş”le söylüyorum, çünkü anlamak uzun iş.O bir karış kirin altında hangi maden var?Tavan açık kuka renginde; sağlı sollu dıvar,Maun cilâsına batmış tütünlü nargileden;Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden.Dikilmiş ortaya boynundan üstü az koyu al.Vücudu kapkara, leylek bacaklı bir mangal.Kenarda, peykelerin alt başında bir kirliTomar sürükleniyor, bir yatak ki besbelli:Çekilmiş üstüne yağmurluğumsu bir pırtı,Zavallının güveden hep liyme liyme sırtı.Kurur bir örtünün üstünde yağlı bir mendil:Ki “ben tependen inersem” diyen hasır zembilOnun hizasına gelmez mi? Bir döner şöyle;Sicimle kulpuna ilmikli çifte mestiyle!Duvarda eski ocaklar kadar geniş bir oyuk,İçinde camlı dolap var ya, raflarında ne yok!Birinci katta sülük beslenen büyük kavanoz;Onun yanında kan almak için beş on boynuz.İkinci katta bütün kerpetenler, usturalar…Demek ki kahveci hem diş tabibi, hem perukâr,İnanmadınsa değildir tereddüdün sırası;Uzun lâkırdıya hâcet ne? İşte mosturası:Çekerken etli kemiklerle ayrılıp çeneden,Sonunda bir ipe, boy boy, onar onar dizilenŞu kazma dişleri sen mahya belledinse, değil;Birer mezâra işaret düşün ki her kandil!……………………………………………………………..Seyirciler mütefekkir, güzide bir tabaka;Düşünmelerdeki şiveyse büsbütün başka:Kiminde el, filân asla karışmıyorken işe,Kiminde durmadan işler benân-ı endîşe!Al işte: “Beyne burundan gerek” demiş de “hulûl”Tahharriyat-i amîkayla muttasıl meşgul!Mühendis olmalı mutlak şu ak sakallı adam!Zemine, daire şeklinde yaydı bir balgam:Abanmış olduğu bir yumru yumru değnekle,Mümâslar çizerek soktu belki yüz şekle!

Bu şiiri oyla Henüz Oylanmamış

"Mahalle Kahvesi" için ilk yorumu siz yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir