Beynim bir kum saati, boğulmuş ortasından;
Süzüyor damla damla ölçüsüz zamanları.
Kubbe kubbe çınlayan yorgun kafatasından
Döküp de bir kalıba yaşanmamış anları;
Giydi bir postal gibi aklımın ayak sesi…
Gözlerim endazedir en taze endamlara;
Ölçüyor güzelliği alnımda karış karış…
Direktir kirpiklerim o duvarsız damlara.
Dondukça gözyaşımın lâ sesinde yakarış;
Donar bakışlarımda ıslanan durak sesi…
Yüreğim terazidir dirhemsiz demler için;
Tartıyor ruhumdaki med-cezir arasını.
Kısrak menevişini kişneyen gemler için,
Sıyırıp dolunayın son vuslat darasını;
Giydiriyor sevdaya yorgun bir firak sesi…
Ruhum ki bir şölendir boyutsuz bedenlere;
Pişirir gözlerimde binlerce cin etimi…
Sunar kanımı İblis uyuşmayan genlere.
Haykırırken hançerem mukaddes cinnetimi;
Sızlar şahdamarımda şehlâ bir orak sesi…
Bir yanıt yazın