yüzünüz gün ışığına küskün bir serçe yavrusu kadar kimsesizdir. bunu anladığımda sizi tanımıyordum bile; ansızın çıktınız karşıma. öyle kararlı bir sessizliğiniz vardı ki, ürkekliğinize bile dokunamadım hoyrat bulup ellerimi.
boynunuzdaki ve dilinizdeki ben, gözlerinizin kuşatılmış sabah okyanusu parlayışı ve çocuk dağınıklığı ayaklarınızın uzaklığım oluyor her özleyişimde sizi.
hayır! gerçek olabileceğinize inanmadım hiç. en beyaz o gecede bile lanetli bir korkuyla kapattım gözlerimi.
dudaklarınız, yalnız dudaklarınızdı belki kudurgan bir sevinçle boğulayazdığım o an.
sizi sevmek için büyüttüğümü söyleyemem kalbimi. ne sizde var buna inanacak
genç kız coşkusu;
ne de ben yağmurlardan kaçacak kadar yitirilmiş bulutlarıma yerinmedeyim.
vedalaşmak sizinle ve sonsuza doğru vedalaşmak istiyorum.
bir başka uyumun cehenneminde, dilime amansız yakışan sözcüklerle
yalnızım; çünkü siz varsınız!
Bir yanıt yazın