Çok tenha bir kumsala çekilmiş
Bir dilim taze kavun sandalı
Masanın ayağından sular geçiyor
Çıplak memeni okşayan rüzgar
Bir turunç kokusuyla sarıyor
Buğulu kadehe bakan yüzümü
İkindi güneşi bir pencerenin
İşlemeli demirine vuruyor
İçerdeki kuşlar dağılsın diye
‘Aptal’ diyor ‘durma orda yanarsın’
Gölgeye çağırıyor tales eşeğini
Zeytinin dibinde bir ufacık kız
Bir bakır mangaldan iki istavrit
Gizlice göz kırpıyor kedilere
Defneler yaprak kabartıyor
Balıkçılar ağ atıyor durgun denizin
Dibini ısıtan mor yıldızlara
Ve akşam da onlara ağ atıyor
Alıp götürecek ay görününce
Herkes sevdigini yer yatağına
Yeryüzü sevişince değişiyor
Bir yanıt yazın