bilinemezlerimizi çoğaltırken birer birer
büyük sözlerden geri kalanları
kirin alçak tepelerinde gezmiştik – dilsiz benzetmeler
ah! suskunluk nasıl da büyüyor; pus ve ölüm
bütün zamanların rövanşını yitiriyoruz
eksik ışıklarıyla boşalan evinde çocukluğun
bir kez daha… bir kez daha
mümkün olsaydı yaşamak – aynı suda bir daha
karşıya geçmek için ince kayığında düşlerimin
karşı olurdum yeniden – belki bu kez
nirvana
Bir yanıt yazın