Bazen daha fazlayım kendime
Ağaçlara kuşlara göre
Dalınca sözcükler denizine
Cebimden her gün nergisler çıkarırım
Upuzun ağaçlardır Zaman, dipte,
Bütün gece daldım sözcükler denizine
Işıktanmış dikey yüzen balık
Suda parıldayan günebakan tarlaları
Düş kuyusu deniz vardı gemiler vardı çiçekli
Bütün gece yağmurun yalımı vardı yüzümde
Bütün gece yağmurun ışığındanmış
Yoksul ağacın yıkanan kolları
Gölgelerden fışkıran ışıktanmış kolları
Ağaca düğümlenmiş suları getirdim
Yer aç bu arılığa, yabanıl suçsuzluğa
Göğün konuşkan madenini getirdim
Keman sesli kenti, ayçiçeği damlı evleri
Parlayan iğneleri, bozuk günleri
Bırakıp geldim acısında tuzu
Deniz bahçeleri getirdim derinlerden
Sokaklar örümcek ağı sular kanlı
Geç mi kaldım geldim işte Kevser
İçimdeki hüzün anıtlarını yatıştırdım
Buğulanıp taşan göğü getirdim
Bir yanıt yazın