Abdurrahim Karakoç şiirleri

367 şiir
Hasan’a Mektup- 11 şiiri
642 kez okundu 4.5 5

Tohum çürük, çiftçi bunak;
Tarlalar ezelden çorak.
Yıllar da gelirse kurak,
Evleklerde suç ararız
.
Yığın yığın obur mide;
Yedikleri bal, yağ, pide…
Evler yıkılır içkide,
Direklerde suç ararız.

Rezalet mi? kalbur kalbur…
Harcandı bitti “ya sabır”…
Eğilmekten olduk kambur
Eleklerde suç ararız.

Bir gemiye olduk forsa,
Kaptanımız karaborsa.
Sürücüler yolda korsa,
Bineklerde suç ararız.

Düşünce ne gezer bizde,
Binlerce ayak bir izde.
Yükleyeni severiz de,
Şeleklerde suç ararız.

“Bu millet adam olmaz”mış,
Asalaklar böyle yazmış.
Bostanda hıyarlar azmış,
Keleklerde suç ararız.

Köyümüze yağdı dolu,
Sel aldı köprüyü, yolu.
Yüreğimiz saman dolu,
Bileklerde suç ararız.

İmtiyaz vereli turpa,
Pirinci beğenmez arpa.
Suçlar tahtı kurmuş sarpa,
Döleklerde suç ararız.

Esas suçlu şeytan ama,
Gücümüz yetmez şeytana.
Bir suçlu bulmak lazım ya,
Meleklerde suç ararız.

(Vur Emri)

Haberimiz Yok şiiri
486 kez okundu 4 5

Vermişiz sakalı yaban ellere
Çekip yoluyorlar, haberimiz yok!
Biz türkü söylerken esen yellere
Çarpıp-bölüyorlar, haberimiz yok!

Gülüp geçin dostluk(!) kardeşliğe(!) siz
Onların gözünde insan değiliz
Kemâli edeple su içerken biz
Islık çalıyorlar, haberimiz yok!

Ne bir itiraz var ne de sorumuz
Ötmüyor vatanda bizim borumuz
Küle dönüşüyor ümit kor’umuz
Her gün suluyorlar, haberimiz yok!

Öten borular var işin doğrusu
Coni’lerin, Mişon’ların borusu
Bizler mi? .. güdülen ahmak sürüsü!
Kafa buluyorlar, haberimiz yok!

Perde önü tuzak, arkası hile
Doluyorlar daim dinimi dile
Demedi mi Puşt’un oğlu Puşt bile?
Haç’ı soluyorlar, haberimiz yok!

İslâm’ı camide hapse tıktılar
Türkçe’nin üstüne limon sıktılar
Türk’e ait ne değerler yıktılar
Yıkıp gülüyorlar, haberimiz yok.

Bakın cadde, sokak Türk’ün şehrine
Takılır gözünüz Batı zehrine
Resimler, isimler onun mührüne
Şahit oluyorlar, haberimiz yok!

Hallaç gibi atıyorlar vatanı
Parselleyip satıyorlar vatanı
Bir yerlere katıyorlar vatanı
Bizden alıyorlar, haberimiz yok!

Hep, küheylan sanıp saldık üst kata
Katır özelliği geçti her at’a
Denmez buna gaflet, denemez hata
Yeme dalıyorlar, haberimiz yok!

Bu dertli Cemâli yazsın, söylesin
Deve kuşu nasihati neylesin
Allah sonumuzu hayır eylesin
Bizi siliyorlar, haberimiz yok!

Cemal Gören
25.05.2005

Hasan’a Mektup – 12 şiiri
907 kez okundu 4 5

Köyden havadis sormuşsun,
Hayat bir kumar oldu ha!
Duydun mu, biliyor musun?
Kancıklar tam-er oldu ha!

Salma geziyor salaklar,
Kuyruğa değer kulaklar.
Dünkü ot yiyen oğlaklar,
Bugün kan emer oldu ha!

Azdı eşekler temelli,
Kaşağı otuz, yem elli…
Sıpanın keyfinden belli
Semer de semer oldu ha!

Köhne gemi, yırtık yelken,
Yollara düştük çok erken.
Boynuza bühtan ederken,
Kuyruklar şamar oldu ha!

Sabırdır korkunun adı;
Bozuldu her şeyin tadı.
Huzurda huzur kalmadı,
Dert tomar tomar oldu ha!

Kimi soruyorsun kimden;
Yürekler pas tuttu nemden…
Ölçüyü yitirdik tümden,
Yüzükler kemer oldu ha!

Ötesini sorma, yeter…
Belki beterden de beter!
Aşk ekeriz, nefret biter.
Haccac’lar Ömer oldu ha!

Ben az derim, sen çok anla,
Bu mektup son mektup sanma.
Biraz emek verdim amma,
Tımar da tımar oldu ha!

(Vur Emri)

Hasan’a Mektup – 1 şiiri
362 kez okundu henüz oylanmamış

Mektup yazdım Hasan’a, ha Hasan’a ha sana…

Oğul bir mektup yaz bizim Hasan’a,
Bıldırki itlerin çoğu öldü de
Tor tosunlar kayış yardı bu sene,
Koç öküzler epey ayrık yoldu de.

Aramızda yamrı yumru tepeler,
Sokaklarda seyip gezdi sopalar
Sen giderken yeni doğan sıpalar
Torunlu morunlu eşek oldu de.

Köye çoban ettik sağır ibiş’i,
Çatal doğurtuyor erkek çebişi
Yağcılıktan yükün tuttu çok kişi,
Gene aşiretin yüzü güldü de.

İbibikler dama yaptı yuvayı,
Pis kokudan balta kesmez havayı
Sorarsan şo bizim eski davayı,
Can sıkmasın, kıyamete kaldı de.

Biraz daha azdı dünkü sinekler;
Yular bırakmadı kırdı inekler
Çıkın edip gönderdiğin dilekler,
Yalınayak gözü yaşlı geldi de.

İncitmeyin derken gönül hatırı,
Gebe çıktı Solakların katırı
Kör kıvrak bir kırık yemden ötürü,
Düşmanların davulunu çaldı de.

Fukaralık bağdaş kurdu hasıra,
Harçlık marçlık gönderemem bu sıra
Hele mektup için bakma kusura,
Pul parası kesemizi deldi de.

Yırtıldı geceler çakal sesinden;
Kazlar kafa çeker el kesesinden
Bozuk terazinin sol kefesinden
Demlenen hıyarlar rağbet buldu de.

Sen gideli çok haşerat türedi;
Anaç balıkların hepsi tüledi
Kavaklara kaplumbağa tünedi!
Yörük yaylasına çingen doldu de.

(Vur Emri)

Hasan’a Mektup – 10 şiiri
356 kez okundu henüz oylanmamış

Bu onuncu mektup Hasan
On daha yazsam az gelir.
Arsız yüz utanmam diyor
Kırk batman tükürük vız gelir…

Bir düğüm ki karman çorman
Atlara yem oldu harman.
Celladın elinde ferman
Ne öldürür, ne vaz gelir
.
Yolduk kuşun kanadını,
Hürriyet koyduk adını.
Alanlar aldı tadını,
Bizim kaşığa tuz gelir.

“Taşlar bağlı, itler seyip”
Tümümüze olsun ayıp.
Tarihi edersek kayıp
Akıbetimiz tez gelir.

Millî servet mile battı
Lokomotifler yan yattı…
Çingen ayısın oynattı
Çadıra aktı “Özgelir”.

Dede-torun, damat, dergi
İşte çadır, işte çergi!
Çığlaşıyor zalim vergi
Senede kırka yüz gelir.

Düşündüm inceden ince
Baş ayaktan sarhoş bence…
Hırsıza hırsız deyince
Dayılardan söz gelir.

Nizama adadık saygı
Güven’imiz oldu kaygı.
Kösteklenir millî duygu
Asalaklara hız gelir.

Bu yurdun selametine
Azmi elden koyma yine.
Dayan milliyete, dine,
İnşallah bir gün yaz gelir.

(Vur Emri)

Karşılama (bekir Balaban’a) şiiri
437 kez okundu henüz oylanmamış

Geldi gönderdiğin şiirden mektup
Arada bir böyle yaz Balaban’ım.
Zaman siciminin ucundan tutup
Bazen bağla bazen çöz Balaban’ım.

Fikir gölü derinleşir girdikçe
Dostluk gülü gümrah açar derdikçe
Sıhhat zaman mekan imkan verdikçe
Cevapsız bırakmam söz Balaban’ım.

Ahval-i aleme kafayı takma
Allah Kerim sabrı elden bırakma
İlmi düstur eyle imanı sakla
Gayrisi savrulan toz Balaban’ım.

Huzur içte gerek kabukta değil
Vuslat acelede çabukta değil
Akılsa baştadır topukta değil
Çile yemekteki tuz Balaban’ım.

Ahlakı töreyi kenara atan
Dine afyon diyen vatanı satan
Müslüman olamaz Türk değil zaten
Dayanmaz görmeye göz Balaban’ım.

Demişler ya kuvvet birlikten doğar
Kar yağmur zamanı gelince yağar
Nasihatım o ki dinlersen eğer
İşaret ben değil biz Balaban’ım.

Çevremizi saran türlü ihanet
Gün geçtikçe görünüyor daha net
Başlangıçta bilmek değil kehanet
Bağrımıza girmiş köz Balaban’ım.

Zaman geldi esir olduk maddeye
Zaman geldi hasır olduk caddeye
Zaman geldi küsur olduk şeddeye
Daha bunlar bize az Balaban’ım.

Üzülmedim memnun oldum bilesin
Her murada nail olup gülesin
Cevabım bitiyor hoşça kalasın
Aklımdan geçeni sez Balaban’ım.

Dört yanımı gurbet yazmış kaderim
Dosttan mektup gelir biter kederim
Gözlerinden öper selam ederim
Aydınlık günlerde gez Balaban’ım.

Aydınlık şiiri
329 kez okundu henüz oylanmamış

Gergin uykulardan, kör gecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
Sonra düğüm düğüm bilmecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.

Gökten yağmur yağmur yağacak renkler
Daha hoş kokacak otlar, çiçekler
Ardından bitmeyen mutlu gerçekler
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.

Vurulup ömrünün ilkbaharında
Kanından çiçekler açar yarında
Cümle şehitlerin omuzlarında
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.

Işıklar dal-budak, her kolu İslâm
Gönüller, yürekler dopdolu İslâm
Tek ölçüsü İslâm, tek yolu İslâm
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.

İzmir’in sağından, Van’ın solundan
Erzurum, Edirne, Hatay yolundan
Kapı kapı tekmil Anadolu’mdan
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.

Kirli Cepler şiiri
300 kez okundu 2 5

ÇANKAYA hep ÇANKAYA, usandık bıktık artık
HİLALKAYA yok mudur şu bizim memlekette?
Ülkemde huzur bozan üç-beş hayası yırtık
Kirli birer cep oldu pantolonda, cekette.

25.04.2007/Vakit

Hasan’a Mektup – 5 şiiri
376 kez okundu henüz oylanmamış

Duygumuzu mile gömdü ayılar
Günden güne kokmaktadır Hasan’ım.
Dünkü çalım satan kabadayılar
Gölgesinden korkmaktadır Hasan’ım.

Fiil şöyle dursun suç oldu niyet
Kelleyi koltuğa eyledik diyet
Kenara itildi şeref, haysiyet
Arsız gözler otlaktadır Hasan’ım.

Gene tuza hasret kaldı çorbalar
Sırtımızda kıçı delik urbalar
Kocaman bir köyü kanlı zorbalar
Keyfe göre yontmaktadır Hasan’ım.

Senin neden ne haberin var daha
Gece gündüz deme yalvar Allah’a
Doğrulmamız çetin iştir bir daha
Yüreğimiz kopmaktadır Hasan’ım.

Avare gezilmez bu karda kışta
Birliğe muhtacız içte ve dışta
Kader kapısına dayandık işte
Ellerimiz tokmaktadır Hasan’ım.

(Vur Emri)

Hasan’a Mektup – 6 şiiri
418 kez okundu henüz oylanmamış

Köye bir hâl oldu Hasan,
Sofrada aşlar yaralı.
Yolda toprak sancılanır,
Yuvada kuşlar yaralı.

Dalda yaprak, pınarda su…
Hepsinde ölüm korkusu.
Vuruldu halkın uykusu,
Görülen düşler yaralı.

Şapka giymez oldu keller,
Hâlimize güler eller.
Bağlandı iş gören eller,
Düşünen başlar yaralı.

Önümüzden kaçar ışık,
Günlerimiz delik deşik..
Gökte bulut, evde beşik,
Temelde taşlar yaralı.

Şapşallaştı ünlü Böke,
Ayağı dolaştı köke.
İçimize sığmaz öfke,
Ağızda dişler yaralı…

(Vur Emri)